KANYON PROJESİNE FENG SHUİ AÇISINDAN BİR BAKIŞ
Eczacıbaşı Topluluğu ve İş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı işbirliğiyle Levent`te inşa edilen ve yaklaşık 200 milyon dolara malolan Kanyon alışveriş merkezi şüphesiz İstanbul’umuzun en güzel mimari projelerinden biri. İlk açıldığı 2006 yılından bu yana ben ve özellikle de genç yaştaki çocukların gitmekten çok zevk aldığı bir AVM, sinema, kültür ve eğlence kompleksi diyebiliriz. İlk heyecanımız durulduktan ve alternatifler çoğaldıktan sonra eskisi kadar gitmez olduk.
Hem ofis binasında, hem konutların olduğu alanlarda hem de AVM’nin içinde Feng Shui analizini yaptığım mekanlar vardır. Şimdilerde ise spor yaptığım Metrocity’nin katlarından bakıyorum Kanyon’a. Bir yandan yürüyüş aletinde ter dökerken bir yandan binayı seyrediyorum ve kafamdan sürekli sorular geçiyor.
Kanyon AVM ve konut bölümünün ana bakış açısı niye kuzeye doğru yönlendi de güneye doğru yönlendirilmedi?
Jerde Partnership ve Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından tasarlanan ve 40 000 m2 lik bir alana yayılan AVM kısmı, kapalı bir alışveriş merkezi olmaktan ziyade açık havada, Nişantaşı'nda, Beyoğlu'nda, Bağdat Caddesinde olduğu gibi cadde ortamında, doğal bir çevre içinde ancak mevsimsel değişiklere maruz kalmadan alışveriş imkanı sağlayacak biçimde düzenlenmişti. Peki o halde proje hayata geçtikten çok kısa bir süre sonra niye AVM’de şiddetli rüzgardan ve insanların rahatça yürüyüp alışveriş edememesinden şikayet edildi ve cam korunaklar yapıldı? Ne de olsa oralar Esentepe olarak anılmıyor muydu? Levent bölgesinde tam da en yüksek noktasında kuzey rüzgarlarının hakim olduğu bilinmiyor muydu? Eğer ana bakış yönü güneye çevrilmiş olsaydı mağazalar gayet korunaklı olacaklardı.
Mimari tasarımda doğal ışığın ve kent manzarasının optimum düzeyde iç mekana taşınması hedeflenmişti. Güney cephesinde koruyucu olarak güneş kırıcı elemanlar yerleştirilmişti. Peki o halde neden 179 dairenin tamamının da ön cephesi kuzeye bakacak şekilde yerleştirilmişti?
Bu dairelerden bazılarını gezdim. Kuzeye baktıklarından dolayı içerisi oldukça loştu, gün ışığı almıyordu. Güney yönü ve bu yönün canlı ışığı dairelerin giriş kapılarının bulunduğu koridora saklanmıştı. Tüm dairelere giriş uuuuupuzun bir koridor üzerinden yapılıyordu ve bu koridor güneye bakıyordu. Işıl ışıl. Dairenize girdikten sonra artık o ışığı görmek mümkün değildi. Üstelik kuzeyde daha yüksek binalar yer alıyor ve daireler pencerelerinden bu binalara bakıyorlardı. Tam tersi istikamete bakacak olsalar neredeyse boğazın güzel sularını bile görebilirlerdi. O yön hem daha açık bir manzaraya sahipti hem de güneyin sıcak ve enerjik dinamiğini evlere kazandıracaktı. Acaba Zincirlikuyu mezarlığına bakacaklar diye mi böyle yapmışlardı? Ben anlayamadım. Belki yapanlar bu soruma bir cevap verebilirler. Yine de mantığını bulamadım, çünkü daireler güneye bakacak olsa önlerine fotoğraflarda gördüğünüz kubbe, yani AVM gelecekti ve mezarlık ile arasında tampon bir bölge oluşturacaktı. Onun için niye kuzeye dönüldü de güneye değil sorusu gayet de geçerliliğini koruyor.
Doğrusunu isterseniz ben kuzeye bakıp hayat enerjimi günbegün düşüreceğime güneyin ışığı ile mezarlığa bakmayı tercih ederim. Sonuçta güneş girmeyen eve doktor girer diye boşuna dememişler. Zaten enerjik olan güney ışığı mezarlığın getireceği herhangi bir olumsuz etkiyi azaltmaya yeterdi.
Niyetim kesinlikle haddimi aşmak ve ukalalık etmek değil. Bu projelerin binbir emekle çok değerli mimarlar ve proje sahipleri tarafından hayata geçirildiğini biliyorum. Yine de çok sayıda insanın hayatını etkileyecek kapsamlı projeleri hayata geçirirken Feng Shui gibi doğayı, insanı, hayatı ön plana alan eski bilgilerden de faydalanmayı düşünecek farkındalık ve tevazu seviyesine gelinmesini yürekten dilerim.